Monica Lewinsky, çevrim içi tacizle mücadele alanında bir aktivisttir.
2014 yılında, kamusal hayattan on yıl boyunca kendi isteğiyle uzak kaldıktan sonra, Monica Vanity Fair için “Shame and Survival” (Utanç ve Hayatta Kalma) başlıklı bir makale yazdı. Bu yazıda, kişisel deneyimlerini ve Profesör Nicholaus Mills’in “Utanç Kültürü” olarak adlandırdığı olguya yönelik kültürel gözlemlerini ele aldı. Büyük beğeni toplayan bu makale, çevrimiçi olarak iki milyondan fazla kişi tarafından okundu ve Monica’nın sürecini, kendi anlatısını geri alma ve geçmişine bir anlam kazandırma olarak tanımladığı bir adım haline geldi.
Monica, kamuoyunun dikkatini ilk kez 1998 yılında, bir federal soruşturma sırasında o dönemin ABD Başkanı Bill Clinton ile yakın bir ilişkisi olduğunun ortaya çıkmasıyla çekti. Henüz 24 yaşında, tamamen özel bir bireyden bir gecede küresel ölçekte tanınan bir kamu figürü haline geldi ve bu durum onun isteği dışında gerçekleşti.
Bu soruşturma, 24 saat yayın yapan rekabetçi haber ağlarının ve internetin ortaya çıktığı bir medya dönüşümü sırasında gerçekleşti. Son yıllarda sosyal medyanın doğuşuyla birlikte, Monica çevrimiçi alanda utanç ve aşağılamanın giderek arttığını gözlemledi. Genç yaşta ve geniş bir ölçekte bu tür deneyimler yaşamış biri olarak, çevrimiçi taciz hakkında kamuoyu tartışmalarına katılabileceğini ve değişim için çalışabileceğini fark etti.
2014 yılında Monica, Forbes 30 Under 30 Summit’te, internetin bir itibarı nasıl yok edebileceği üzerine bir konuşma yaptı. Burada kendini, “hastalığın sıfır noktası” (Patient Zero) olarak tanımladı; çünkü itibarı tamamen çevrimiçi olarak yok edilen ilk kişi olmuştu. 2015 yılında, TED Konferansı’nda “Truth and Dare” (Hakikat ve Cesaret) teması çerçevesinde bir konuşma yaptı. “The Price of Shame” (Utancın Bedeli) başlıklı bu konuşma, ilk ayda yaklaşık 5 milyon kez izlendi.