Becky Holmes, popüler Twitter hesabı @deathtospinach’in yaratıcısı ve sesi olarak tanınmaktadır.
2020 yılında, çevrimiçi romantik dolandırıcılardan rahatsız edici sayıda özel mesaj aldıktan sonra, Becky Holmes onların zamanını boşa harcamaktan ve hesaplarını alenen ifşa etmekten keyif almaya başladı. Dört yıl içinde, romantik dolandırıcılık konusunda tanınan bir uzman haline geldi ve hem profesyoneller hem de medya tarafından sıkça başvurulan bir isim oldu.
Keanu Reeves’ten Brad Pitt’e, Prens William’dan cesur ABD barış gücü askerlerine kadar pek çok kişiyle (!) çevrimiçi “ilişki” yaşamış başka bir kadın yok. Özellikle iTunes ve Amazon hediye kartlarına “acil ihtiyacı olan” petrol platformu işçileri ve barış gücü askerleri arasında oldukça popüler!
Becky, çevrimiçi dolandırıcılarla yaptığı esprili konuşmalardan örnekler vererek romantik dolandırıcılığın en karanlık köşelerine ışık tutuyor. Romantik dolandırıcılığın aile içi şiddet, manipülatif kontrol, onay yanlılığı, gaslighting (psikolojik manipülasyon) ve utanç ile olan benzerliklerine dikkat çekiyor. Bununla da sınırlı kalmayarak, bu suçun daha az bilinen yönlerini – insan ticareti, büyü (voodoo) ve dolandırıcılık piramit sistemleri gibi – inceliyor.
Kendi tarzıyla sunduğu anlatım, romantik dolandırıcılığın her yönüne dokunuyor; kalp kırıcı olaylardan komik anekdotlara, akademik analizlerden gerçek hikâyelere kadar geniş bir perspektif sunuyor. İnsanların bu dolandırıcılıkları nasıl deneyimlediğini ve toplum olarak bu mağdurlara yaklaşımımızda nerede hata yaptığımızı sorguluyor. Aynı zamanda, bu tür dolandırıcılıkların düşündüğümüzden çok daha geniş çaplı etkilere sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Becky’nin kitabı “Keanu Reeves Sana Âşık Değil”, eleştirmenler, gazeteciler, komedyenler, dolandırıcılık karşıtı uzmanlar ve günlük okuyucular tarafından büyük beğeni topladı.
Ayrıca, dünya çapında birçok radyo ve podcast programına düzenli olarak konuk olmakta ve romantik dolandırıcılık üzerine konuşmalar yapmaktadır. Konuyu bazen Richard Herring’in Book Club podcastinde olduğu gibi eğlenceli bir üslupla, bazen de Jeremy Vine’ın BBC Radio 2 programında olduğu gibi daha ciddi bir perspektiften ele almaktadır.